482 1990’ların son günleri yaşanırken ağır ağır istasyona doğru ilerlemeye devam ediyordu. Hava soğukluğunu iyiden iyiye hissettirmeye başlamıştı. Gökyüzüne dikkat etti birden, yağmurun yağacağını anlayacak kadar çalışmıştı dışarıda. Sırtında senelerin birikmiş yükü daha da ağırlaşıyordu sanki, son demlerindeydi biliyordu, bu bir ayrılık hikayesiydi biraz hüzünlü biraz da buruk. Ağır ağır ilerlemeye devam ederken baktı istasyondaki insanlara. Senelerce emek verdiği bu umursamaz insanlar için kilometrelerce yol gitmişti. Artık onun için yolun sonuydu, durdu yavaşça, son kez kendi acısını haykırırcasına bağırdı trenin düdüğü, bitti buraya kadar der gibi. Yağmur yağmaya başlarken yolcular birer birer iniyorlardı ve inmek için attıkları her adımda üzerinden kalkan yükler ise kalbine biniyordu adeta. Çaresizce bütün yolcuların inmesini beklerken gözüne elinde bavuluyla genç bir kız çarptı. Sarsak adımlarla ilerliyordu genç kız korktu ist...
Yorumlar
Yorum Gönder